Bosna Hersek ve Boşnak Böreği
Bir Bosna gezisinden dönmüşşünüz, ,Boşnak Böreği’ tarifi vereceksiniz. Emin olun etliye sütlüye dokunmadan yani Bosna gerçeğine dokunmadan boşnak tarifi yazmak mümkün değil. Hele ki daha dün bu geziden dönmüşseniz. Derin ve özel izler bırakır Bosna misafirinde. Orada yaşayanların ve yaşadıklarının izlerini. Etkilenirsiniz. İçsel gelgitlerinizle uğraşırsınız.
Acının ve kurbanlığın bugün bir turizm sebebi olması insana her ne kadar itici gelse de şehrin ve kalplerin sükût olmuş sessiz çığlıklarını heran duyup bu ikilemden çabucak çıkıp taraf oluyor insan. Barışın barış olmadığı ruhda hüzün bırakan Bosna Hersek asla kasvetli ve ezik değil. Yüreğindeki yaralar dahi sıcaklık olmuş kuşatıyor kendinden olanları. Bosnalı bir gazetecinin geçen hafta savaşın başlamasının 20. yılında yazdığı bir makalede yollardaki kan izlerine ‚Saray Bosna’nın gülleri’ tanımlamasını kullanması gönüllerinin hayata karşı ne kadar kalender olduğunun güzel bir örneği. Tesadüfen namazda karşılaştığınız nur yüzlü bir ninenin tüm yaşanmış acılara rağmen nefretsizce anlattıkları bu ülkede ne kadar çok münevver insan var dedirtiyor. Oysa namazdan sonra çıktığında ilk gördüğü kurşunla delik deşik edilmiş, bizim gülümsemizi donuklaştıran bir bina. Bu olgunluğa şaşkınlık hissetmemek mümkün değil.
Türkçe bir gezi rehberi „Hüzün ve Umudun Ülkesi: Bosna“ başlığını taşıyor. Malesef ben o topraklar için umudu hissedemedim. Hüzün ve sessizlikti hissettiğim. Bu tarifsiz hüzünden olsa gerek Saraybosna'da ezanlar bile kuvvetli yankılanmıyor. Müezzinler sanki ezanları okurlarken bu sükutu bozup susturalamaz bir çığlığın başlamasından, dondurulmuş bir savaşı tekrar alevlendirmekten korkuyor.
Zaman bütün yaraları sarar diye bir söz vardır. Ziyaretimizden sonra bu sözü yine reddedeceğim. Hayır zaman yaraları sarmıyor, iyileştirmiyor, unutturmuyor, sadece insanın acısına katlanmayı öğretiyor. Heryerde duvardaki kurşun izleri aslında kalplerdeki yaraların aynası.
Gönüllerimize derin izler bırakan bu topraklar lezzetleri ile de damaklarımızda hoş izler bıraktı: Kahvesi, köftesi, baklavası ve böreği ile hem çok tanıdık hem yeniydi. Boşnak kahvesi ülkenin milli içeceği. Mutlaka lokumla birlikte bakır tepsi üzerinde, bakır tek kişilik cezve ve sapsız fincanla servis ediliyor. Sanki birbirinden ayrılmaz acısıyla tatlısıyla toprağındaki eşşizligini simgeliyor. Cevapcici ekmek arası kaymakla servis edilen bir çeşit ızgara köfte. Bunun ise nerdeyse her yerde kokusunu duyuyorsunuz. Bosna'ya gelen hiç bir turist bu yemeğin tadına bakmadan ülkesine dönmüyordur emin olun. Boşnak baklavası ise -eğer güzel yapılmışı ile karşılaşırsanız- eşsiz lezzetli bir baklava çeşidi. Her katı bol kavrulmuş cevizle çıtır çıtır pişirilmiş bir tatlı. Gelelim ünlü boşnak böreğine. Burek/börek aslında boşnakcada kıymalı böreğin ismi. Bizdeki gibi hamur işi çeşidine verilen isim değil. Bizdeki anlamı için pita kelimesi kullanılıyor. Sadece etli böreğe burek adı veriliyor. Boşnak mutfağında patatesli, etli, peynirli, ıspanaklı, kaymaklı, kavurmalı, lahanalı, tavuklu çeşitleri var.
Bugünkü tarif gözleri Bosna Hersek’in nehrinlerin renginde, coşkulu; ruhu toprağının derinliğinde zengin güzel insan Elvira Z.’e ait. Bize ailesine özel hikayeleri ile eşlik ettiği ve gezimize başka değer kazandırdığı için teşekkür ediyorum. Rabbim kimsenin ağzının tadını bozmasın, yaparsanız ‚Boşnak Böreği’niz afiyet dua olsun!
Ispanaklı Boşnak Böreği (Zeljanica)
Malzeme:
500 gr un
tuz
aldığı kadar ılık su
İçi:
Bir kase ıspanak
1 soğan
tuz
çok az sıvı yağ
1 yumurta
1 paket kaymak
sıvı yağ (hamurun arasına sürülecek )
Hazırlanışı :
Bu arada hamuru un, tuz ve aldığı kadar ılık su ile yoğurun. Hafif yağladığınız saran folyo ile üzerini kapatıp dinlenmeye bırakın.
Ispanakları bol suda yıkayın. Soğanımızı sıvı yağda hafif öldürün doğradığınız ıspanaklarıilave edip hafif sönmesini sağlayın. Soğuduktan sonra icine tuzunu kaymağı ve yumurtayı ekleyip karıştırın.
Dinlenmiş hamuru iki bezye ayırın. Mümkün olduğu kadar oklava ile ince ve büyük açı. Üzerine sıvı yağ gezdirin.
Ispanağı bir kenarının üzerine yayıp bir ucundan başlayıp rulo yapın. Bir karış yufkayı doladıktan sonra hamuru kesin. Rulonunuzu tepsiye yuvarlaksa ortadan başlayıp dolayarak kare ise yan yana sıralayarak yerleştirin. Kestiğiniz bölümden tekrar iç harçtan yerleştirerek tekrar dolandırın hamuru. Yine 20-25 cm sonra hamuru kesin. Bunu yufkalar bitene kadar tekrarlayın. Tüm yufkaları tamamlayınca üzerine yağ sürüp fırında kızarana kadar pişirin.
Počitelj/Hersek
Acının ve kurbanlığın bugün bir turizm sebebi olması insana her ne kadar itici gelse de şehrin ve kalplerin sükût olmuş sessiz çığlıklarını heran duyup bu ikilemden çabucak çıkıp taraf oluyor insan. Barışın barış olmadığı ruhda hüzün bırakan Bosna Hersek asla kasvetli ve ezik değil. Yüreğindeki yaralar dahi sıcaklık olmuş kuşatıyor kendinden olanları. Bosnalı bir gazetecinin geçen hafta savaşın başlamasının 20. yılında yazdığı bir makalede yollardaki kan izlerine ‚Saray Bosna’nın gülleri’ tanımlamasını kullanması gönüllerinin hayata karşı ne kadar kalender olduğunun güzel bir örneği. Tesadüfen namazda karşılaştığınız nur yüzlü bir ninenin tüm yaşanmış acılara rağmen nefretsizce anlattıkları bu ülkede ne kadar çok münevver insan var dedirtiyor. Oysa namazdan sonra çıktığında ilk gördüğü kurşunla delik deşik edilmiş, bizim gülümsemizi donuklaştıran bir bina. Bu olgunluğa şaşkınlık hissetmemek mümkün değil.
Türkçe bir gezi rehberi „Hüzün ve Umudun Ülkesi: Bosna“ başlığını taşıyor. Malesef ben o topraklar için umudu hissedemedim. Hüzün ve sessizlikti hissettiğim. Bu tarifsiz hüzünden olsa gerek Saraybosna'da ezanlar bile kuvvetli yankılanmıyor. Müezzinler sanki ezanları okurlarken bu sükutu bozup susturalamaz bir çığlığın başlamasından, dondurulmuş bir savaşı tekrar alevlendirmekten korkuyor.
Zaman bütün yaraları sarar diye bir söz vardır. Ziyaretimizden sonra bu sözü yine reddedeceğim. Hayır zaman yaraları sarmıyor, iyileştirmiyor, unutturmuyor, sadece insanın acısına katlanmayı öğretiyor. Heryerde duvardaki kurşun izleri aslında kalplerdeki yaraların aynası.
Gönüllerimize derin izler bırakan bu topraklar lezzetleri ile de damaklarımızda hoş izler bıraktı: Kahvesi, köftesi, baklavası ve böreği ile hem çok tanıdık hem yeniydi. Boşnak kahvesi ülkenin milli içeceği. Mutlaka lokumla birlikte bakır tepsi üzerinde, bakır tek kişilik cezve ve sapsız fincanla servis ediliyor. Sanki birbirinden ayrılmaz acısıyla tatlısıyla toprağındaki eşşizligini simgeliyor. Cevapcici ekmek arası kaymakla servis edilen bir çeşit ızgara köfte. Bunun ise nerdeyse her yerde kokusunu duyuyorsunuz. Bosna'ya gelen hiç bir turist bu yemeğin tadına bakmadan ülkesine dönmüyordur emin olun. Boşnak baklavası ise -eğer güzel yapılmışı ile karşılaşırsanız- eşsiz lezzetli bir baklava çeşidi. Her katı bol kavrulmuş cevizle çıtır çıtır pişirilmiş bir tatlı. Gelelim ünlü boşnak böreğine. Burek/börek aslında boşnakcada kıymalı böreğin ismi. Bizdeki gibi hamur işi çeşidine verilen isim değil. Bizdeki anlamı için pita kelimesi kullanılıyor. Sadece etli böreğe burek adı veriliyor. Boşnak mutfağında patatesli, etli, peynirli, ıspanaklı, kaymaklı, kavurmalı, lahanalı, tavuklu çeşitleri var.
Bugünkü tarif gözleri Bosna Hersek’in nehrinlerin renginde, coşkulu; ruhu toprağının derinliğinde zengin güzel insan Elvira Z.’e ait. Bize ailesine özel hikayeleri ile eşlik ettiği ve gezimize başka değer kazandırdığı için teşekkür ediyorum. Rabbim kimsenin ağzının tadını bozmasın, yaparsanız ‚Boşnak Böreği’niz afiyet dua olsun!
Ispanaklı Boşnak Böreği (Zeljanica)
Malzeme:
500 gr un
tuz
aldığı kadar ılık su
İçi:
Bir kase ıspanak
1 soğan
tuz
çok az sıvı yağ
1 yumurta
1 paket kaymak
sıvı yağ (hamurun arasına sürülecek )
Hazırlanışı :
Bu arada hamuru un, tuz ve aldığı kadar ılık su ile yoğurun. Hafif yağladığınız saran folyo ile üzerini kapatıp dinlenmeye bırakın.
Ispanakları bol suda yıkayın. Soğanımızı sıvı yağda hafif öldürün doğradığınız ıspanaklarıilave edip hafif sönmesini sağlayın. Soğuduktan sonra icine tuzunu kaymağı ve yumurtayı ekleyip karıştırın.
Dinlenmiş hamuru iki bezye ayırın. Mümkün olduğu kadar oklava ile ince ve büyük açı. Üzerine sıvı yağ gezdirin.
Ispanağı bir kenarının üzerine yayıp bir ucundan başlayıp rulo yapın. Bir karış yufkayı doladıktan sonra hamuru kesin. Rulonunuzu tepsiye yuvarlaksa ortadan başlayıp dolayarak kare ise yan yana sıralayarak yerleştirin. Kestiğiniz bölümden tekrar iç harçtan yerleştirerek tekrar dolandırın hamuru. Yine 20-25 cm sonra hamuru kesin. Bunu yufkalar bitene kadar tekrarlayın. Tüm yufkaları tamamlayınca üzerine yağ sürüp fırında kızarana kadar pişirin.
Počitelj/Hersek
3 misafirim demis ki:
merhabalar,
nekadarda güzel yazmissiniz.. zevkle okudum, bosnayi merak edenlerdenim, her sene burdan tur yapiliyor ve bizim esimle her defasinda heves edip araya mutlaka bir engel cikip gidemiyoruz, insallah Rabbim bir gün kismet eder..
bende sizi bana beklerim selamlar..
Sayın blog yöneticisi makaleleriniz çok başarılı ve etkileyici olduğundan dolayı ekibimiz Parsel bacası olarak sitenizin takipçisiyiz.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Yorum Gönder
<< Home